7 Aralık 2018 Cuma

Eski yazılarımdan

İnsan popülasyonu içerisindeki hayatta kalma mücadelesine değinmem gerek. insan nedir? insan matematiksel olarak hayvan+hayal kurma becerisi, biyolojik olarak yemek yiyen, boşaltım yapan, hayal kuran ve ölen, kimyasal olarak sürekli parçalanıp ısı veren bir varlıktır. ama ben türkçe dersiyle ilgileneceğim bugün. sokaktan çevirdiğiniz bir insanı, insanlık testine soktuğumuzda aldığımız sonuçlar’ın genel bir incelemesini yapma kararındayım.

Evet insan. insan ne yapar? insan doğar, 3 yaşına kadar yaşar, 4 yaşından sonra ilk 3 yıl ne yaptığını hatırlamazlıktan gelir, kötü bir şey yapmış gibi. doğmak gibi. 4 yaşından 7 yaşına kadar şımarır. oyuncaklarıyla oynar, genellikle yalnızdır her şeye ağlama potansiyeline sahiptir, yalan söyler, sürekli birşeyleri ister yada istemez. gelecek hayatına sağlam bir temel atar. 7 yaşına geldiğinde eve öğrencilik kağıdı gelir. acemilik için eve en yakın koğuşa gidilir. mavi önlük, beyaz yaka ve siyah ayakkabıdan oluşan üniforma ve kalem adı verilen 0.7 kalibre silah ele tutuşturulur. insan ilk gün genel olarak ağlar, çünkü gün içerisinde sınırlı sayıda gördüğü yaratıklardan dünyada daha çok olduğunu farkeder. insanlar her yerdedir, tıpkı ona benzeyen bir çok insan keşfeder. okula başlayan insan oğlu insan o günlerde okumayı-yazmayı öğrenir, düşünme daha o yaşta öğretilmez. düşünme hiçbir yaşta öğretilmez, düşünmenin hobi olarak yapılacak bir şey olduğunu bilir insanoğlu, okulda göremez.

Yaş ilerledikçe insan cinsiyetleri keşfeder. insanların çeşitli olduğunu ve herkesin aynı yerden işemediğini öğrenir. tanrının insanı yarıya ayırdığını, diğer yarısını da dünyanın bir yerine serptiğini anlar. hayatı boyunca diğer yarısını arayacağının farkında olmaz henüz, yaş 9-10 iken. yaş biraz daha ilerlediğinde uzun bır süre boyunca yarısını bulduğunu zanneder insan. sürekli olarak yanılır. yarım diye çok kişiyle yan yana gelir, uyuşmadığını anlar her seferinde.

Acemilik biter, insan asıl hayata koyulmaktadır. son sene sınavlar dizerler önüne. bir üst seviyeye geçmek için derler. tüm yaratıklara sordukları bu sorulara senden de cevap isterler. verirsin, şutlarlar bir liseye.

Lise başlar insan için, büyüdüm der insan. bilmez ki daha çocuktur. biraz zorlanmaya, biraz da hayatı anlamaya başlar insan. ama asla tam olarak anlayamaz. birkaç kez aşık olur bu çağda. bilmez, gerçek aşkı bulasaya kadar kaç kişiye aşk diyeceğini. içki içer, gezer, tozar. dünyayı tanır bu yaşta. ama sadece fiziksel olarak. başkalarının içini ancak canı yandığında farkeder insan. bu yaşa kadar, sindiren, boşaltan insan bu yaştan sonra yaşamanın asıl gayesi olan “hayal kurma” gereksinimine başlar. gelecek için sürekli hayal kurmaya, iş, okul, aşk temeliyle başlayıp sonsuz ihtiyaç hakkında düşünmeye çalışır. genel olarak gerçekleşmeyen bu umut bütünü, onu üniveriteye gönderecektir. hem de gireceği sap gibi gerçek olan bir sınavla.

….. Aşk değil bu yazının amacı, ne sınav sistemi, ne yaşam sistemi yada herhangi bir sistem. asıl söylemem gereken insanın hayal kurma mekanizması. ne kadar çok hayal kuruyoruz değil mi? kısa-uzun vadede biraz irdelesek en az 10 tane hayalimizi farkedebiliriz. kesinlikle hayal kurmanın kötü olduğunu savunmuyorum, benim kötü olduğunu savunduğum şey geleceği hayal ederken şimdiki zamanı yaşayamama. hayatımızı tamamen hayaller üstüne oturtup anı yaşayamama. insanın öleceği gün başka bir yarını, hayal kurabileceği bir günü dahi olmayacağını bilememe.
hayaller içerisinde yuvarlanırken yokuş aşağı, bir anda yaşanabilecek aksiliğin tüm hayatımızı değiştirme potansiyeli, hayatın rüzgarlı bir uçurumun kenarındaki bir kuş tüyü olduğu gösteriyor açıkçası. kurulan yüzlerce hayal, bir aksilikte bomboş umutlara dönüşüyor. gerçek bir anda göz önün geliyor. iş bu hale gelmeden gerçekleri görebilen insan, bu aksiliklerle çok daha kolay başa çıkabilir kanımca.

Türkçe yeterince anlattığıma göre biraz matematiğe de vurursam, bir kitapta okumuştum, der ki yazar; gelecekten geçmiş çıkarsa şimdiki zaman kalır.  geleceğinizi ne geçmişteki pişmanlıklarınızla, ne de boş hayallerinizle kurmayın. geleceğinizi sağlam hedefler üzerinde kurun ve geleceğin 1dk, 1 sn sonrayı da kapsadığını bilin. her anınızı doya doya yaşayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder