İnsan popülasyonu içerisindeki hayatta kalma mücadelesine değinmem
gerek. insan nedir? insan matematiksel olarak hayvan+hayal kurma
becerisi, biyolojik olarak yemek yiyen, boşaltım yapan, hayal kuran ve
ölen, kimyasal olarak sürekli parçalanıp ısı veren bir varlıktır. ama
ben türkçe dersiyle ilgileneceğim bugün. sokaktan çevirdiğiniz bir
insanı, insanlık testine soktuğumuzda aldığımız sonuçlar’ın genel bir
incelemesini yapma kararındayım.
Evet insan. insan ne yapar? insan doğar, 3 yaşına kadar yaşar, 4
yaşından sonra ilk 3 yıl ne yaptığını hatırlamazlıktan gelir, kötü bir
şey yapmış gibi. doğmak gibi. 4 yaşından 7 yaşına kadar şımarır.
oyuncaklarıyla oynar, genellikle yalnızdır her şeye ağlama potansiyeline
sahiptir, yalan söyler, sürekli birşeyleri ister yada istemez. gelecek
hayatına sağlam bir temel atar. 7 yaşına geldiğinde eve öğrencilik
kağıdı gelir. acemilik için eve en yakın koğuşa gidilir. mavi önlük,
beyaz yaka ve siyah ayakkabıdan oluşan üniforma ve kalem adı verilen 0.7
kalibre silah ele tutuşturulur. insan ilk gün genel olarak ağlar, çünkü
gün içerisinde sınırlı sayıda gördüğü yaratıklardan dünyada daha çok
olduğunu farkeder. insanlar her yerdedir, tıpkı ona benzeyen bir çok
insan keşfeder. okula başlayan insan oğlu insan o günlerde
okumayı-yazmayı öğrenir, düşünme daha o yaşta öğretilmez. düşünme hiçbir
yaşta öğretilmez, düşünmenin hobi olarak yapılacak bir şey olduğunu
bilir insanoğlu, okulda göremez.
Yaş ilerledikçe insan cinsiyetleri keşfeder. insanların çeşitli
olduğunu ve herkesin aynı yerden işemediğini öğrenir. tanrının insanı
yarıya ayırdığını, diğer yarısını da dünyanın bir yerine serptiğini
anlar. hayatı boyunca diğer yarısını arayacağının farkında olmaz henüz,
yaş 9-10 iken. yaş biraz daha ilerlediğinde uzun bır süre boyunca
yarısını bulduğunu zanneder insan. sürekli olarak yanılır. yarım diye
çok kişiyle yan yana gelir, uyuşmadığını anlar her seferinde.
Acemilik biter, insan asıl hayata koyulmaktadır. son sene sınavlar
dizerler önüne. bir üst seviyeye geçmek için derler. tüm yaratıklara
sordukları bu sorulara senden de cevap isterler. verirsin, şutlarlar bir
liseye.
Lise başlar insan için, büyüdüm der insan. bilmez ki daha çocuktur.
biraz zorlanmaya, biraz da hayatı anlamaya başlar insan. ama asla tam
olarak anlayamaz. birkaç kez aşık olur bu çağda. bilmez, gerçek aşkı
bulasaya kadar kaç kişiye aşk diyeceğini. içki içer, gezer, tozar.
dünyayı tanır bu yaşta. ama sadece fiziksel olarak. başkalarının içini
ancak canı yandığında farkeder insan. bu yaşa kadar, sindiren, boşaltan
insan bu yaştan sonra yaşamanın asıl gayesi olan “hayal kurma”
gereksinimine başlar. gelecek için sürekli hayal kurmaya, iş, okul, aşk
temeliyle başlayıp sonsuz ihtiyaç hakkında düşünmeye çalışır. genel
olarak gerçekleşmeyen bu umut bütünü, onu üniveriteye gönderecektir. hem
de gireceği sap gibi gerçek olan bir sınavla.
….. Aşk değil bu yazının amacı, ne sınav sistemi, ne yaşam sistemi
yada herhangi bir sistem. asıl söylemem gereken insanın hayal kurma
mekanizması. ne kadar çok hayal kuruyoruz değil mi? kısa-uzun vadede
biraz irdelesek en az 10 tane hayalimizi farkedebiliriz. kesinlikle
hayal kurmanın kötü olduğunu savunmuyorum, benim kötü olduğunu
savunduğum şey geleceği hayal ederken şimdiki zamanı yaşayamama.
hayatımızı tamamen hayaller üstüne oturtup anı yaşayamama. insanın
öleceği gün başka bir yarını, hayal kurabileceği bir günü dahi
olmayacağını bilememe.
hayaller içerisinde yuvarlanırken yokuş aşağı, bir anda yaşanabilecek
aksiliğin tüm hayatımızı değiştirme potansiyeli, hayatın rüzgarlı bir
uçurumun kenarındaki bir kuş tüyü olduğu gösteriyor açıkçası. kurulan
yüzlerce hayal, bir aksilikte bomboş umutlara dönüşüyor. gerçek bir anda
göz önün geliyor. iş bu hale gelmeden gerçekleri görebilen insan, bu
aksiliklerle çok daha kolay başa çıkabilir kanımca.
Türkçe yeterince anlattığıma göre biraz matematiğe de vurursam, bir kitapta okumuştum, der ki yazar; gelecekten geçmiş çıkarsa şimdiki zaman kalır. geleceğinizi
ne geçmişteki pişmanlıklarınızla, ne de boş hayallerinizle kurmayın.
geleceğinizi sağlam hedefler üzerinde kurun ve geleceğin 1dk, 1 sn
sonrayı da kapsadığını bilin. her anınızı doya doya yaşayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder