28 Temmuz 2014 Pazartesi

alafranga umutlar

                       
                   kimimiz doğru zamanda yanlış yerde, kimimiz yanlış zamanda doğru yerde olduğumuzdan yakınıyor. açıkçası hiçbirimiz doğru zaman, doğru yer diyemiyor. düşünceleri halktan kopuk, beynindekileri kağıda dökmeden duramayan birisiyseniz bu yakınmaların her an kafatasınıza balyozla vurduğunu farkerdersiniz. kalabalığın içerisindeki yalnızlığı simgeleyen bazı bireyler, kafasındakileri anlatamamaktan, paylaşıp eksiklerini tamamlayamamaktan, yalnızlığı hücre çekirdeğine kadar hissetmekten muzdarip.

                 kitapla dolan beynin kanalizasyonu ses telleri, döküldüğü yer ise dildir. beyin sürekli dolduğundan dile dökülmezse hazımsızlık başlar. öyle acıdır ki beyindeki hazımsızlık. hiç kimseye hiçbir şey anlatamamak öyle kötü bir şey ki.  kalabalığın içerisinde yalnız kalmak sanırım cehennemin baş azabı. nietzsche'nin dediği gibi dersin kendine sürekli; bu kulaklara ağız değilim ben.

                 arkadaşın asıl manası, sırta saplanan bıçağın markasını bilmek demektir. eninde sonunda bitecek bir şeyi sürdürme çabası ise bıçağı bileyip kendi elinle teslim etmektir. aklınızın zerresi dahi uyuşmayan bir arkadaşlığı sürdürebilmek, sönmüş bir kibriti tekrar yakmaktan daha zordur. sosyal insan, başındaki altı harfi bir arada tutmak için sımsıkı sarılır. boşa.

                   ... ne bileyim neden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder