23 Haziran 2014 Pazartesi

erkeğin türbanlısı!

            bu hafta bursa'daydım. gerçekten gerek osmanlı tarihiyle, gerek daha eskileriyle mükemmel bir kültür beşiği. türbeler, camiler, kaleler tam anlamıyla tarih kokan, ecdat kokan bir şehir bursa. belediyecilik manasında da sorunlar yok denecek kadar az. tabi buraya seyahatname yazmayacağım, kafama takılan insanımız tarafından gömlekten sökülmüş küçük ip parçası gibi görülen ama hiç de çakmakla yakıp yok edeceğimiz bir durum gibi gözükmeyen saçmalığa sahip. bursa'da görünmesi diğer şehirlerin bu yazının altındaki renkte olduğunu göstermez.

             biliyoruz ki müslümanlık ülkemizin %99'unu etkisi altına almış bir din. babadan oğla geçen, irdelenmesi yasak olan bir kültür parçası. tabi bu dinin, diğer dinler gibi bazı kılık-kıyafet kuralı da var. her ne kadar bireyden bireye değiştiği kabul edilse de var. kimi sadece türbanı kafaya geçirmekte doğruyu görür, diğeri komple çarşaf geçirip yok olur, diğeri "açık" gezer, "kapalı" gezmez.

             anlayamayacağım kavram ise, din kutsal bir varlık iken, açık yada kapalı kelimeleri nasıl din ve inanış için kullanılabiliyor. açık kelimesi bir kadın için kullanılıyor, hatta tıpkı açık tuvalet kapısı gibi, koku geliyor kapat der gibi. kapalı kelimesi de bir kadın için kullanılıyor, tabut gibi kapalı, yaşamsız. ülkemizin bazı kesimlerinde bu mevcut.

             "açık" diye tabir edilen kadınlara kötü gözle*** bakılırken, "kapalı" diye tabir ettiklerine de pek iyi gözle bakmıyorlar. saçı kendileri tarafından kutsal görülen bir örtüyle kapatılan kadınlar pek çok dışlanma belirtileri görebiliyorlar. bunlar kocaları ve diğer erek insanlar tarafından görülüyor. maalesef aile ve kocadan gelen zorlamayla kapanan kadınlar, sebebini sadece "böyle emredildi" diyerek açıklayabilen kadınlarımız. ülkenin din bilgisi konusundaki yetersizliği tartışılmayacak derecede açık, boşa yazmak istemiyorum.

             *** konu aslında buradan başlayacak. kötü gözle tabiri, aşağılama olarak algılanır elbette. yalan da değildir. ancak bir diğer husus, karısına kızına kapanması için zorlayan, döven kandıran baba figürü, kapanmayan kadınlarımıza yolda nasıl bakıyorlar dersiniz?

      a) ayıplayarak
      b) arzulayarak
                 
      ipucu: türkiyedeyiz.

             cevabınız b ise tebrikler, homo sapiens olarak maymunlardan gelişimizi inkar ettiğimiz bu güzide dinin maşacıları daha insanlar arasındaki evrimi farkedebilmiş değiller malesef. açarsam bir maymunla aynı atadan gelmeyi maymundan gelme olarak algılar ülkemiz, maymun ile insanın zekası çok farklı, insan çok gelişmiş diyerek de kanıtlar. benim de sorum şu olacak:

         maymunla insan arasındaki zeka farkı, aptal dediğimiz insan ile üstün zeka dediğimiz 
insandan fazla mı?

              konuyla ne alaka diyecekseniz, belli bir iq'ya, belli bir insan sevgisine ve en önemlisi saygısına sahip olan bir erek birey, yolda gördüğü karşı cinsine arzu derecesinde bakmaz. eyvallah, dikkat çekiyor diye göz kayabilir ama saygı ona uzun uzun, ha kaynadı ha kaynayacak diye beklenen ketıl'a bakmaya izin vermez. en azından biz doğrunun bu olduğuna inanıyoruz.

               kadın ve erkeği her konuda eşit olması gereken şu dünyada, bu işi beceremeyen takkelilerin kadınları zorla kapatmaya çalışması, insanla maymun arasındaki farkı öpüp başımıza koymayı sağlıyor. kendi organlarını sabit tutamadıkları, arzuladıkları için kadınları kapamaya zorluyorlar. farkında değiller ki bunu sadece kendi kafasındaki insanlar yapıyor. iyi bir insanlık eğitimi almış bireyler, kadına saygı göstermesini biliyor.

                 aynı dünyayı paylaştığımız kadınlarımızın sadece birkaç keçi sakallı organını pasif tutturmuyor gerekçesiyle kapanmaya zorlanması gerçekten üzücü. bunu kitapta yazıyor diye nitelemek daha da üzücü. kadının başının kapanmasını emreden bir din de, kadına değer veriliyor, diri diri gömülmeleri önleniyor diye saçmalıklarla dolması bir diğer vahim kısım.

                   bursa metrosunda, yanına çarşaflı aile fertlerini almış bir amcamızın, elinde kitapları olan muhtemel üniversiteli kıza bakmasında bir ayıplama göremediğimi, bu bakışın tamamen arzulama olduğunu hissettiğimi anlatmaya çalışıyorum aslında. bu açık şerefsizlerle aynı ülkeyi paylaşmak da bana her dakika acı vermekte. iyi akşamlar. kadınlarımızı yok etmek yerine beynimizdekileri yok etmemiz dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder